Diyanet İşleri Bakanı Erbaş'tan, Hindistan'da bir parti mensubunun Hz. Muhammed'e hakaret içeren ifadelerine tepki:
"Hindistan da bir parti mensubunun yapmış olduğu bu hakaret asla kabul edilemez ve kendisini şiddetle kınıyoruz. Hindistan devlet yetkililerinin bu konuda mutlaka Peygamber Efendimizi ve Müslümanları rencide edecek hal ve hareketlerden, tavırlardan uzak durmaları, fitne çıkarmamaları gerekiyor"
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Hindistan da bir parti mensubunun yapmış olduğu bu hakaret asla kabul edilemez ve kendisini şiddetle kınıyoruz. Hindistan devlet yetkililerinin bu konuda mutlaka Peygamber Efendimizi ve Müslümanları rencide edecek hal ve hareketlerden, tavırlardan uzak durmaları, fitne çıkarmamaları gerekiyor. dedi.
Erbaş, Al Jazeera Mubasher kanalının canlı yayınına katılarak, açıklamalarda bulundu.
Hindistan'da bir parti mensubunun Hazreti Muhammed'e hakaretine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erbaş, Hazreti Muhammed'in Müslümanlar için çok önemli olduğunu ve dünyanın neresinde olursa olsun ona yapılacak hakaretin kendilerini çok üzdüğünü söyledi.
Özellikle Avrupa'da İslamofobi kavramı da bahane edilerek, zaman zaman Hazreti Muhammed'e yapılan hakaretlere ve onu rencide edici birtakım hareketlere Türkiye olarak hemen tepkilerini gösterdiklerine işaret eden Erbaş, Hazreti Muhammed'in ismini askere vermiş bir millet olduklarını anımsattı.
Erbaş, Şimdi son zamanlarda özellikle Hindistan'da bir parti mensubunun yapmış olduğu bu hakaret asla kabul edilemez ve kendisini şiddetle kınıyoruz. Hindistan devlet yetkililerinin bu konuda mutlaka Peygamber Efendimizi ve Müslümanları rencide edecek hal ve hareketlerden, tavırlardan uzak durmaları, fitne çıkarmamaları gerekiyor. Bir ülkede yaşayan farklı inançlardaki insanların mutlaka inanç özgürlüklerinin korunması lazım. değerlendirmesinde bulundu.
İslam'da insanların can, din, akıl, mal ve nesil dokunulmazlığı olduğuna dikkati çeken Erbaş, medeniyetlerinin farklı inançların ve kültürlerin bir arada yaşama örnekliğini gösterdiği en önemli medeniyet olduğunu bildirdi.
- Mutlaka saygı göstermemiz gerekiyor
Bütün İslam ülkelerinde farklı inançlardan insanlar olduğunu ve kendilerinin o insanların inançlarına saygı göstererek, inançlarını rahat bir şekilde yaşayabilmeleri için imkanları hazırladıklarını belirten Erbaş, Myanmar'da Budistlerin Müslümanlara çok büyük eziyet ve zulümler yaptığına dikkati çekti. Erbaş, İnancı, ırkı, rengi ne olursa olsun insanlar bizatihi insan olmaları münasebetiyle onlara karşı mutlaka saygı göstermemiz gerekiyor. Cenabıhak, Kur'an-ı Kerim'de 'Ey insanlar biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi kabilelere ayırdık. Allah indinde en üstün olanınız takva itibariyledir.' buyurmaktadır. dedi.
İslamofobi kavramsallaştırmasına karşı olduğunu, çünkü İslam'ın korkulacak bir din olmadığına işaret eden Başkan Erbaş, İslam'ın, esasında merhamet, şefkat ve barış dini olduğunu vurguladı.
Müslümanların korkulacak insanlar olmadığını belirten Erbaş, Dolayısıyla İslamofobi kelimesini oluşturmak, kavramsallaştırmak bir kere yanlış. Yani birtakım marjinal grupların yapmış olduğu şiddet olaylarını koskoca bir dine ve 2 milyar Müslümana yüklemek doğru değildir. diye konuştu.
Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nin tekrar cami olarak açılmasının bütün dünya Müslümanlarında büyük bir ferahlığa, mutluluğa ve huzura sebep olduğunu belirten Başkan Erbaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti.
Çocukların camilerin süsü olduğunu, çocuk sesleri yankılanan camilerde namaz kılmanın daha makbul olduğunu düşündüğünü ifade eden Erbaş, çocukları küçük yaşlarda camilere alıştırmaya gayret ettiklerini, bu doğrultuda Türkiye'de 4-6 yaş çocuklar için açtıkları kursların bulunduğunu bildirdi.
Erbaş, Peygamber Efendimiz, çocuklarınız 7 yaşına gelinceye kadar onlara nasıl abdest alınır, namaz nasıl kılınır, Allah, peygamberler, Kur'an-ı Kerim gibi böyle temel dini bilgileri öğretmemizi tavsiye ediyor. Biz de Peygamberimizin tavsiyesini yerine getiriyoruz. İnsanoğlunun karakter yapısının yüzde 70'i 7 yaşından önce oluşuyor. diye konuştu.
- Kudüs'e ve Mescid-i Aksa'ya öteden beri çok farklı bakıyoruz
Mescid-i Aksa'ya yönelik de değerlendirmelerde bulunan Erbaş, Mescid-i Aksa, Kudüs deyince bizim kalbimiz farklı atıyor. Çünkü Peygamber Efendimiz 'Ziyaret edilmeye değer 3 mescit vardır; Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa' buyurmaktadır. Buradan hareketle biz Türkiye olarak, Kudüs'e ve Mescid-i Aksa'ya öteden beri çok farklı bakıyoruz. Kudüs bir İslam şehridir. ifadelerini kullandı.
Mabetlerin ve din adamlarının dokunulmazlığı olduğunu, Müslümanların bütün mescitleri ve mabetlerinin dokunulmaz olduğunu vurgulayan Erbaş, Bu ilkeyi bizim dünya insanları olarak muhafaza etmemiz lazım. İslam'ın ilkeleri sadece Müslümanların huzuru için değil bütün inançlardan insanların huzur içerisinde yaşaması için ortaya koymuştur. Çünkü İslam evrensel bir dindir. İslam insanların huzurunu, refahını, barışını dikkate alarak ilkelerini vaaz etmiştir. dedi.
Mülteciler konusunda da açıklamalarda bulunan Erbaş, şunları kaydetti:
Hiçbir insan durup dururken evini, yurdunu terk etmez. Suriye'de İdlib'e gittim ve oradaki hallerini gördüm. Bizim Türkiye Diyanet Vakfımız mültecilerin geldiği yerlere gidiyor. Irak mültecileri var, Afganistan mültecileri var. Yani bunlar gezmek için mi Türkiye'ye geldiler? Hayır, mecbur kaldılar. Evlerini başlarına yıktılar. Yani büyük bir savaş ortamında İdlib'de çadırlarda soğukta, sıcakta, selde felakette 3,5 milyon insanın nasıl yaşadığını ben gittim gördüm. Biz orada onların insanca yaşayabilmeleri için mücadele ediyoruz. Sahip çıkmak zorundayız. Çünkü bizim medeniyetimiz bunu gerektiriyor. Gönül ister ki onlar da en kısa zamanda kendi ülkelerine, evlerine dönsünler. Yeter ki o barış ortamı hazırlansın. Türkiye olarak barış ortamının hazırlanması için gayret ediyoruz.